Dekonstrüksiyonizm

Dekonstrüksiyonizm

Daha çok mimarlıkta kendini göstermiş olan bir akım.

Temel düşünceleri, parçalara ayırmak; bir yapının yüzeylerine dair fikirleri çarpıtmak; alışılmış mimari öğeleri bozmak; değiştirmek üzere ortogonal* olmayan şekiller kullanmaktır.

Aslında "var olan, alışılmış olana eleştiri getirmek" gibi bir düşünceden kıvılcımını alır. "form fonksiyonu takip eder", "formda saflık", "malzemenin doğası bozulmadan ve özellikleri yansıtılarak en doğru yerde kullanılması" gibi modern mimarlığın yasaları haline gelmiş temel kuramlara karşı çıkar. Bu anlamda postmodernizm'e benzetilebilir. Hatta gelişim süreci boyunca modernizm / postmodernizm çatışması, ekspresyonizm, kübizm, minimalizm, çağdaş sanat* gibi akımlardan da etkilenmiş, bunlarla ilişkilendirilmiştir.

Bu akıma uygun örnekler veren sanatçılardan bazıları jacques derrida'dan etkilenmişlerdir. Diğer bir önemli isim olan Peter Eisenman Jacques Derrida ile yakınlık kurarak kendi dekonstrüktivizm fikrini geliştirmiş olmasına ve aslen mimar olmasına rağmen, mimarlığa yaklaşımı dekonstrüktivist olmasından çok sonra gerçekleşmiştir. Çünkü ona göre dekonstrüktivizm mimarlıktan önce, sıra dışı şekilciliğe ilgisine karşılık gelen bir akımdır.

Günümüzdeki en çok konuşulan, tartışılan meşhur örnekleri, Frank Gehry, Daniel, Libeskind, Rem Koolhaas, Peter Eisenman, Zaha Hadid, Coop Himmelb(l)au, Bernard Tschumi gibi mimarlar/ mimarılık ofisleri tarafından yapılmıştır.

Dekonstrüksiyonizm;

İlk kez post-yapısalcı düşünür Jacques Derrida tarafından burada belirtilen içerikte kullanılan bir terim. Post-modernizmin ve eleştirel kuramın bazı dallarına göre dekonstrüksiyon, bir metnin, bir veya daha fazla "ses" ile seslendirilmesi için, batılı kulağa göre, metnin göründüğü, sınırsız bir niteliktir. Dilin geleneksel Avrupa merkezli dünya görüşü tarafından yönlendirilen kesin hatları olmayan bir araç olduğu kabulüne dayanarak eski metinlerin yeni anlamlarını onları yeniden yapılandırarak inşa eden post-modern eleştirel yaklaşım.

Kaynak: Wikipedia

Orogonal*;

Geometride dik demektir. Soyut olarak ise birbirinden bağımsız ama birbirini tümleyen şeyler için kullanılır (koordinat eksenlerinden hareketle). Nitekim bilgisayar biliminde de böyle bir anlamı vardır. ortogonal modüller birbirlerini etkilemeden değiştirilebilirler, yine de yazılımın işlevi tüm modüller tarafından belirlenir.



|

Read Users' Comments ( 0 )

Wagner Üzerinden Tarih

WAGNER

Ve Sonrası

19.Yy.’ın 2.Yarısı

<--------------------------------------------------->

Antik, Ortaçağ (Olgun ve Genç),Rönesans, Barok, Klasik, Romantik (Wagner),20.Yy.(Modernnlizim),21.Yy.




1-)Romantik (Wagner)

o Bitimsiz Melodi

o Yatay Besteler (!)

o Dikey Melodiler

o Devil Chord {Tristan [Şeytan Aralığı (Fa-Si)] }

o Tristan ve Isolde



2-) 20.Yy. Modernizim

o Modernizim ------> Dekonstrüktivizm

o Modernizim

o Disiplinler arası sanat

Wagner Sonrası

WAGNER -----> Richard Strauss, Hugo Wolf, Max Reger, Gustav Mahler



|

Read Users' Comments ( 0 )

Igor Fyodoroviç Stravinski




(1882-1971)

Igor Fyodoroviç Stravinski (Rusça: Игорь Фёдорович Стравинский) (d. 17 Haziran 1882 - ö. 6 Nisan 1971), Rus besteci, piyanist ve orkestra şefi. 20. yüzyıl müziğinin en etkili ve önemli bestecilerinden biri olarak kabul edilir.

Yaşamı;

Stravinski, 17 Haziran 1882'de Oraienbaum'da (bugün Lomonosov) Fiodor Ignatjevic isimli bir bas ile St. Petersburg Kraliyet Operası'nda çalışmakta olan bir şarkıcının dört oğlundan üçüncüsü olarak olarak dünyaya geldi. Müziğe yeteneği erken yaşlarda ortaya çıktı ancak ailesinin isteğiyle müzik eğitimi değil, St. Petersburg Üniversitesi'nde hukuk eğitimi aldı; dönemin önde gelen Rus bestecisi Nikolai Rimsky-Korsakov'un oğluyla birlikte okudu. 1902'da babasını kaybeden Stravinsky, müziğe yöneldi ve konservatuara gitmek yerine ikinci bir baba olarak kabul ettiği Nikolai Rimsky-Korsakov’dan ders almayı tercih etti. 1903'te başlayan özel dersleri 3 yıl sürdürdü; ilk bestelerinin hocasının desteğiyle yarattı. 1906'da üniversiteden mezun oldu; 1906'da kuzeniyle evlendi ve ardı ardına iki çocukları oldu. Paris'teki Rus Balesi için aldığı siparişler nedeniyle 1910-1914 arası Rusya'da fazla bulunamadı; I. Dünya Savaşı yıllarında İsviçre'ye yerleşti, iki çocuğu daha dünyaya geldi.

Stravinski savaştan sonra ailesiyle birlikte Fransa'ya yerleşti ve yirmi yıl değişik kentlerde yaşadı. Rusya'daki mülklerini yitirdiği için ek gelir sağlamak amacıyla besteciliğin yanı sıra piyanistlik ve orkestra şefliği yapmaya başladı. Avrupa'da, Kuzey ve Güney Amerika'da turnelere çıktı.

1938'de büyük kızını, 1939'da karısını ve annesini kaybeden Stravinsky, II. Dünya Savaşı başlayınca Harvard Üniversitesi'nden gelen çağrıyı kabul ederek konferanslar vermek üzere ABD'ye gitti. 1940'ta uzun zamandır tanıştığı oyuncu Vera de Bosset ile ikinci evliliğini yaptı. Hollywood'da bir ev satın alarak uzun yıllar orada yaşadı. The Rake's Progress adlı eserini yazarken asistan olarak Hollywood’daki evine çağırdığı genç ABD’li müzikçi Robert Craft’ın serial müziğe yakınlığı neo-klasik tarzı aşmasına yardımcı oldu ve seri müzik teknikleriyle eserler yaratmaya yöneltti. 1946'da ABD vatandaşlığına geçti. 1962'de bir dizi konser vermek için ülkesi Rusya'ya dönen Stravinsky, devlet başkanı Kuruşçev ile iki saat baş başa görüştü ama Sovyetler Birliği'ne dönme teklifini kabul etmedi.

1966'dan itibaren sağlığının bozulması nedeniyle gittikçe daha az eser verdi. 1969'da New York'a taşındı ve son yıllarını bu şehirde geçirdi. 6 Nisan 1971'de New York'ta hayatını kaybeden sanatçının mezarı Venedik'te San Michale Adası'ndadır.

Bale ve diğer erken dönem eserleri

Rimsky-Korsakov’un Stravinski'nin ilk eserleri üzerindeki etkisi kolay fark edilmektedir. 1908 senesinde yazılan orkestra eseri ’Scherzo fantastique’i dinleyip etkilenen Serge Diaghilev Stravinski'den bir bale yazmasını istedi. Bunu yıllar sürecek olan bir beraber çalışma süreci izledi. Stravinski’nin Diaghilev için ilk balesi Ateş Kuşu (1910) ve Petruşka (1911) dramatik ifadesi, zengin orkestrasyonu ve rus halk müziğinden alınmış tanıdık melodileri sayesinde halk tarafından büyük beğeni topladı.

Le sacre du printemps’in galası (1913) Nizinsky’nin yaptığı alışılmamış koreografi, müziğin armonik yapısı, asimetrik ve değişken ritmik yapısı nedeniyle eser büyük bir tiyatro skandalı oldu. 1910 ile 1914 arası Stravinsky Wolhynien'de ve İsviçre'de yaşadı. Birinci dünya savaşının patlak vermesiyle Stravinski İsviçre’de kalmaya karar verdi. Burada A Soldier’s Tale’ı (1918, Bir Askerin Hikâyesi) besteledi. Bu dönemlerdeki caz etkisi bu eserde olduğu kadar 1918'de 11 çalgı aleti için bestelediği Rag-Time’da ve 1919’da piyano için bestelediği Rag-Music’de belirgin olarak fark edilmektedir.

1920'de Stravinski Paris'e yerleşti. Orada Pablo Picasso, Jean Cocteau, André Gide, Henri Maisse ve Alexander Benois gibi dönemin önemli fransız ya da Fransa'da yaşayan sanatçılarıyla tanıştı. Bu yıllarda önemli eserlerinden Symphonies d’instruments á vent (1920), Opera buffa Mavra (1922), ve 1923'te rus balesi tarafından sahneye konulan rus dansı Les Noces (1923, Düğün) ortaya çıktı. Mavra ve İsviçre'de bestelenen ve 1920' de Paris'de sahneye konulan bale Pulcinella, Stravinski’nin neoklasizme yönelişinin başlangıcı sayılır. Stravinski Paris’te ailesini geçindirebilmek için piyanist ve şef olarak çalıştı. Bu sebeple 1924'te yazılan Piyano ve Ahşap Nefesliler için Konçerto gibi birçok piyano eseri yazdı.

Neo Klasik Eserler

1923'ten sonra Stravinski'nin neo klasik eserleri ortaya çıkmaya başladı. Bu dönemdeki çalışmalar son romantik dönemin yoğun duygusallığına kasıtlı bir tepki olarak sanatsal bir tarafsızlık barındırmaktaydı. Bu ideali Stravinski 1935'te yazdığı anılarında şöyle açıklar: “Müzik doğal olarak herhangi bir şeyi ifade etme gücüne sahip değildir ve performansçılar kendi fikir ve bireysel ifadelerini eklemeden bestecinin eğilimlerini takip etmelidirler.“ Bu modern müziğin oluşumunda büyük payı olan güçlü estetik bir etkiydi.

Opera-Oratoryum Oedipus Rex (1927), melodram Persephone (1934), ve bale Apollo Musagetes (1928) rus koreograf George Balansin için bu dönemde yazdığı önemli eserlerden. 1939’da Stravinski Avrupa’yı terk etti. Amerika’ya iltica etti ve Hollywood’a yerleşti. Orada Circus Polka (1942), orkestra için Danses concertantes (1942), Broadway revüsü için Scènes de ballet (1944) gibi sipariş üzerine birçok eser besteledi. Bunun yanında 3 Bölümlü Senfoni (1945), klarnet ve caz grubu için Abanoz Konçertosu (1945), ve opera The Rake’s Progress (1951, Libretto: W.H.Auden ve Chester Kallman) gibi önemli eserler de besteledi.

Seri-Müziğe ilgisi

1948'de Stravinski, Amerikalı bir orkestra şefi olan Robert Craft tarafından tekrar ve bu sefer kalıcı olarak Avusturyalı besteci Arnold Schönberg'in 12 Ton Müziği ile Schönberg'in öğrencisi Anton von Webern'in Seri Müzik teknikleriyle karşı karşıya getirildi. Bu çabanın sonucunda Kantate Threni (1958), piyano ve orkestra için Movements (1959) ve son büyük eseri Requiem Canticles (1966) ortaya çıktı.

1967'de Stravinski son kez olarak kendi eserlerinin plak kaydında orkestrayı yönetti. 6 Nisan 1971'de New York'ta öldü ve Venedik'teki San Michele adasına Diaghile'nin mezarının yakınına gömüldü.

Sahne ve orkestra eserlerinin yanında Stravinski birçok piyano, oda müziği, koro eserleri, solo vokal eserleri ve yabancı eserler üzerine çalışmalar yaptı. Eserlerinde birçok müzikal stili kullandı. Rus ulusal stili, caz, neoklasizme, bitonalite, atonalite ve seri müzik. Büyük bir besteci olasını sağlayan en önemli özelliklerinden biri kendisini devamlı geliştirmesi ve her yeni tekniği kendi gelişimine başarılı bir şekilde entegre edebilmesiydi. Sadece tek bir yoldan gitmek kendi tabiriyle "geriye gitmek" idi. Stravinski'nin eserleri 20. yüzyıl müziğinin en önemli eğilimlerini yansıtmış ve aynı zamanda onu da etkilemiştir. Onun bugüne kadar gelen önemi zaman zaman dini konular tarafından da belirlenen orijinalliğe ve hayranlık uyandıran teknik virtuoziteye dayanmaktadır.

Rravinsky'nin çalışmaları, beste yapılarının farklılığına göre bazen dört bazen üç döneme bölünüyor: (1) Rimsky Korsakov’un öğrencisi olduğu ve dolayısıyla ondan derin biçimde etkilendiği dönem.

(2) Fireworks ile başlayan ve üç önemli bale eserini yazdığı dönem. The Rite of Spring bu döneme rastlıyor.

(3) Neo klasik dönem. Stravinsky'nin geçmişini yavaş yavaş terkedip daha basit ve açık bestelere yöneldiği dönem. Bunlara bir de II. Dünya Savaşı sonrasını kapsayan son dönem eklemek mümkün. Bahar Ayini adıyla seslendirilen piyano eseri, The Rite of Spring'in piyanoya uyarlanmış biçimi. Daha önceki yazımda Fazıl Say'ın piyanosunun dünyada tek olduğunu yazmıştım. Oysa öyle değilmiş. Çok sayıda olmasa da bilgisayara endeksli piyanolar üretiliyormuş. Yurt dışından bazı okurlarımın yazdıklarından öğrendim bunu. Dünyada tek olan Fazıl Say'ın bu piyanoda bütün seslendirmeleri tek başına yapması.

Stravinsky'nin müziği ile sürrealist resim arasında bir ilişki kurmuştum yazımda. Robert Craft, Stravinsky'ye kendi müziğinin resmini yapmasını önermiş. O da aşağıdaki şekli çizmiş.
Stravinsky'nin kendi müziğini bu kadar iyi tanımlayan bir şekil çizmesi müthiş bir şey. Şekil aynı zamanda benim bu şekli bilmeden yaptığım inişli çıkışlı müzik tanımıma da uyuyor.
Fazıl Say'ın konserinden sonra Bahar Ayini'ni bir kez daha dinledim. Tekrar söyleyeyim sevmedim. Her zaman Say'ın Bach cd'sini tercih ederim. Her şeyden önce o cd'de özgün versiyonu solo keman için yazılmış bulunan Chaconne'un, Ferrucio Busoni tarafından yapılmış piyano uyarlamasını seslendiriyor Say. Chaconne'nun piyano uyarlamasından sonra klasik müzik CD koleksiyonumu taradım. Tam dört ayrı Chaconne seslendirmesi var koleksiyonumda. En güzeli, eski bir kaydın yeniden dijital olarak yapılması nedeniyle ortaya çıkan ses kalitesi düşüklüğüne karşın, Yahudi Menuhin'in keman yorumu. Nedense her dinlediğimde hüzün doluyor yüreğime. Belki günün birinde ben de Chaconne'un ve dolayısıyla hüznün resmini yaparım.

· Bach hayranı

· Rus asıllı kompizatör

· Bale için yaptığı müzikler müzik hayatlarını değiştirmiştir.

· Neo klasik besteci

· Gerçek ismi "Igor fedorovic Stravinsky”

· Rimsky Korsakov'un öğrencisi olmuştur, müziğin Picasso’su olarak da anılır.

· 12 ton dahil olmak üzere bütün akımlardan yararlanmıştır

· 48 yaşında yazdığı otobiyografisinden:

"besteci olarak mesleğimin başlangıcında halk tarafından epeyce şımartıldım. Başlangıçta benimsenmeyen eserler bile kısa zaman sonra beğenildiler. Ancak son on beş yıldır, eserlerimin beni dinleyicilerimden uzaklaştırdığını hissediyorum. Benden farklı şeyler bekliyorlar. ateş kuşu, petruşka, ayin (bkz: le sacre du printemps)ve les noces`in müziğini beğenip, bu eserlerde kullanılan dile alışmışlardı; beni başka biçimde konuşurken görmeyi benimseyemediler. Beni müzikal düşüncelerimin yolunu izlemeye bırakmadılar ve buna izin vermediler. Beni duygulandıran ve bana zevk veren şeyler onları ilgilendirmiyor; onların hala ilgisini çeken şeylerinse benim açımdan hiçbir çekiciliği yok. Aramızda pek seyrek olarak gerçek bir ruh birlikteliği olduğuna inanıyorum. Eğer tesadüfen -ki bazen olur- aynı şeyleri beğensek, bunun nedenlerinin benzer olduğundan kuşku duyarım…”



|

Read Users' Comments ( 0 )

Telif Hakkı

Creative Commons License
Elektronik Musiki by is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 3.0 Unported License.
Based on a work at elektronikmusiki.blogspot.com.
Permissions beyond the scope of this license may be available at http://elektronikmusiki.blogspot.com/.