Arnold Schönberg


Arnold Schönberg




(13 Eylül 1874, Avusturya - 13 Temmuz 1951, ABD)


Arnold Schönberg;

20. yüzyıl müziğinin en önemli yenilikçilerinden biri ve 12 ses yönteminin bulucusu olarak bilinir, Arnold Schönberg 13 Eylül 1874 tarihinde Viyana’da doğar,babası bir ayakkabı dükkânı sahibidir. Macar-Çek kökenlerinden gelen ailesi, müziğe düşkündür.9 yaşında keman çalmaya ve hiçbir eğitimi olmaksızın kendi kendine beste yapmaya başlar.1890 yılında babası ölünce annesini ve kız kardeşini geçindirmek üzere iş bulur.1895’te koro şefliğine başlar.

Schönberg yaşamı boyunca hiçbir ciddi müzik eğitimi görmemiş, müzik alanında ki tüm bilgilerini, yakın dostu Alexander Von Zemlinsky den öğrenmiştir. Wagnerinb müziğini ona tanıtan Zemlinsky dir.1897 yılında yazdığı ve ölümünden sonra yayınlanan re majör yaylı dörtlüsü, Dvořák etkisindedir.

Schönberg,1898’de ailesinin dini olan Yahudiliği bırakarak Protestan olur.

1899’da yaylı çalgılar altılısı için yazdığı aydınlanan gece’lik önemli ürünüdür ve Brahms’ın orkestra geliştirmesini, Wagner’in Tristan’daki armoni dokusunu ve Richard Strauss’un renk paletini duyurur. Bu arada tiyatro ve kabela orkestralarını yöneterek, operetlere orkestra bölümü yazarak yaşamını kazanır.

1900’de Wagner etkisindeki Gurre Şarkılarını yazmaya başlar. Gurre,14 yy kalma bir şatodur. Danimarkalı şair Jacobsen ‘in dizilerine dayanan bu kantata, aynı zamanda sprechstimme (konuşan ses) uygulamasının ilk örneğidir. Geniş bir orkestra, solistler, konuşmacı ve karoları içerir.1901’de Zemlinsky’nin kız kardeşi Mathilde ile Berlin'de evlenir. Aynı yıl Richard Strauss’un yardımıyla List bursunu kazanır.19022de Berlin’de Stern konservuatar’ı kompozisyon öğretmeni olur. Böylece yıllar süren öğretmenlik kariyerine başlar. Ardında Viyana’ya giderek Berg ve Webern gibi Görüşlerini paylaştığı ünlü bestecilere öğretmenlik yapar. Bu dönemde Mahler ile tanışır. Aynı zamanda resim yapmaya başlar ve Vasily kendisi ile dostluk kurar. Her iki sanatçıda kendi dallarında teknik gereçleri ve geleneği bir yana bırakıp içlerinden geleni özgürce seslendirmenin yollarını aramaktadır. Schönberg’in 1908-10 arasında 609 kadar yağlı boya ve karakalem yaptığı söylenir.

Arnold Schönberg, özel yaşamında geçirdiği bir bunalımdan sonra ilk a tonal yapıtını besteler.1908’in yazında eşi Mathilde Schönberg, aile dostları ve bestecinin resim öğretmeni olan ressam Richard Gerstl ile sevişip evi terk eder. Schönberg’in o sıralarda yazdığı ikinci yaylı çalgılar kuvarteti ‘nin ikinci bölümü, atonal dünyaya girişinin başlangıcı olur. Buradaki başka yegânelikte yaylı çalgılar kuvartetine eklenen insan sesi olmuştur. Tanrıya yakaran, içini döken bir soprano sesi. Atonalite, müziksel anlatımcılığın en geniş ortamı haline gelir. Bestecinin tümüyle dışa vurumcullluğu ilk yapıtı 1909’da ortaya çıkan, şair Stefan George ‘un dizelerine dayalı, asma bahçeler kitabı adlı şarkı döngüsüdür. Besteci, bu şarkılarla, o güne dek alışagelmiş estetik yıktığını açıklar. Atonalite ye geçişin ilk belirtileri her şarkıda yer alırken, özellikle 13. Şarkıda atonaliteyi yaratması, bu şarkının doğuşunu tona bağlı sistemin ölümü tarihi olarak yorumlanmasına yol açmıştır.

19 Şubat 1909 tarihinde tamamladığı Op.11, no.1 sayılı piyano parçasını baştan sona atonal olan ilk yapıttır, Piyano İçin Üç parça ve Beş Orkestra Parçası, bestecinin bundan tümüyle atonal yönteme ve dışavurumcu, dramatik anlatım öncü olacağının habercisidir. Bu arada insan sesi de müzikte yalnız şarkı söylene ses değildir. Ağlayan, konuşma sesine yakın bir ritim içinde acılarını dile getiren, bağırıp çağırabilen bir sestir. Örneğin: Gurre Şarkıları’nda olduğu gibi.

1909’da yazdığı beklenti adlı sahne yapıtı, derin psikolojik özellikler taşır, sevgilisini ormanın korkunçluğuyla bir kadının kıskançlığı, ürpertisi, anıları bir arada sergilenir. Bu tek kişilik oyun başlı başına bir pisiko analiz yöntemi içinde yazılmıştır. Besteci 1911’de yerine Berlin’e Stern Konservuatarına döner. Bu arada atonalite yönteminin o sıralarda hep karabasanlarla, içedönük konularla özleştiğini ileri sürenlere karşı, daha hafif güleç ve hiciv dolu bir konuyu yine atonal yöntemde besteler;

1912’de yazdığı Pierrot Lunarite, konuşmalı – şarkı (sprechgesang) şeklindeki bir çeşit, sesleniş yöntemi içeri. Böylece Schönberg, belli bir tona bağlı olmayışın daha geniş etkinliğini kanıtlar, Müzik, resim, şiir ve tiyatronun iç içe gelişmesine en güzel örneklerden biri bu dönemde Schönberg‘in Şanslı El (Die Glückliche Hand) (1913) adlı, özyaşam öyküsünü simgeleyen tek perdelik müzikli oyunudur. Schönberg’in sunduğu yeni anlayış, Berg, Webern, Wellesz ve Erwin Stein gibi kendini ona adamış öğrenciler ve dostlar tarafında büyük bir coşkuyla karşılandığı halde her yapıtının ilk seslendirişi yeni bir olay yaratarak geleneksel müziği koruyanlar tarafından kınanır.

Schönberg 1913’de Viyanaya döner gönüllü olarak orduya katılır ve 1916’ya dek hizmet eder. Bestecinin 1914’ten 1923’e dek derin bir suskunluk dönemine girdiği gözlenir. Bu dönemi müzik bilimciler yeni sunacağı kavrama hazırlık evresi olarak kabul eder.

1921’de sunduğu yeni kavram, tüm müzikal tarihinin çehresini değiştirecek bir akımdır.12 sesin 1923’te ortaya çıkardığı Op.23 piyano parçaları, ilk dizisel yöntemi içerir. Böylece yeni bir tona bağlı olmayan müzik, bazı kalıplara yerleştirilmiş olur.1923’te Mathilde Schönberg bir yıl içinde Gertrude Kolisch ile evlenir.1925’te Berlin’de ki Prusya Sanat Akademisi’nin kompozisyon ustalık sınıfına direktör olarak atanır. Böylece verimli çalışma dönemine girer. Ancak zayıflayan sağlığı ve Nazilerin düşmanlığı çalışmalarını engellemeye başlar. Bu arada Fransa’ya giderek yeniden Yahudiliğe döner

1925-26 yıllarında yazdığı Yedi çalgı için Süit Op.29, bestecinin Klasik biçimi kullandığı çalışmalardan biridir. Üç klarnet, yaylı çalgılar triosu ve piyano içeren yapıt (Uvertür, Danşur). Böylece 18. Yüzyıl biçimini kullanırken yeni müzik ilkesinde bir noktayı dağa açıklığa kavuşturur “müzik biçimin varlığı, tonaliteye bağlı değildir.” Aynı uygulama Op.30 üçüncü yaylı çalgılar kuverteti”nde belirgindir. 12 ton yönetimini ilk kullandığı çalışma 1928 yılında ki Op31, çeşitlemeleri olmuştur. Burada B A C H (Si-La-Do-Si Bemol) motifini tema olarak kullanışı J.S Bach’ın Füg Sanatı’nı işlemesinin benzeridir.1930 yazmaya başladığı Musa ve Harun operası, en çok övgü derleyen 12- ton çalışması olmuştur. 3. Sahnesi hiçbir zaman tamamlanmamış olsa da ilk iki sahnesi dünyanın pek çok operası tarafından temsil edilmiştir.

1933’te Prusya Sanat Akdemisin de ki işine son verilince eşi ve bir yaşında ki kızını alarak Boston’a gider ve Amerikan vatandaşlığına girer.1934’ten sonra Hollywood’a yerleşip özel öğrenciler yetiştirir.1936’da Los Angeles, California Üniversitesin de Prof. Olur. Aynı yıl ünlü keman konçertosu ve dördüncü Yaylı Çalgılar Kuvarteti ortaya çıkar. Bu üniversitede ki on yıllık öğretmenliği döneminde, şair Byron’ın dizlerinde kaynaklanan (konuşmacı, piyano ve yaylı çalgılar kuvarteti için) Napolyana kaside, Piyano konçertosu, yalı çalgılar Triosu gibi yapıtlar yazar. Tamamlayamadığı en son çalışması yeni mezunları kendi yapıtıtıdır. Schönberg 1931’de ki bir yazısında tarih boyu müziği etkileyen bestecileri şöyle açıklamıştır.”İlk yolumu açanlar Bach ve Mozart; daha sonrada Beethoven, Brahms ve Wagner olmuştur. Schönberg, Mahler ve Max Reger’den de çok şey öğrendim .” Arnold Schönberg, 13 Temmuz 1951 tarihinde Los Angles’ta ölür.

Kaynak;

Evin İlyasoğlu

Zaman İçinde Müzik

20. yüzyıl müziğine büyük katkılar yapmış Avusturya-Macaristanlı besteci. 1941’den sonra ABD vatandaşı olmuştur.

13 Eylül 1874’te Viyana’da doğdu. 8 yaşında keman çalmayı öğrendiği zamandan itibaren beste yapmaya başladı. Teorik bilgisinin büyük bir kısmını kendi başına çalışarak kazandı. 1894’te kendisinden 3 yaş büyük besteci Alexander von Zemlinsky’den kontrpuan dersleri aldı.

1901-1903 arasında Berlin’de orkestra şefi olarak çalıştı. 1904’te Viyana’da öğretmenlik yapmaya başladı. Webern, Berg öğrencileri oldular. 1919’da yeni müziğin icrası için bir topluluk kurdu. Bu topluluğun verdiği konserlere eleştirmenler alınmıyordu. Alkışlamak yasaktı ve konser programı dağıtılmıyordu.

1925’te öğretmenlik yapmak üzere Berlin’e geri döndü. 1933’te Yahudi olduğu için Naziler tarafından Berlin’i terk etmeye zorlandı. 1898’de Hristiyanlığa geçmiş olmasına rağmen Paris’e sürgün gidince, tekrar Yahudiliğe döndü. 1934’te ABD’ye gitti, o zamana değin Schönberg olan ismini Schönberg olarak değiştirdi ve 1936’da UCLA’da ders vermeye başladı. 13 Temmuz 1951’de Los Angeles’ta hayatını kaybetti.

Beste yaşamına 1897’de yaylı çalgılar dörtlüleriyle başladı. 1899’da Verklart Nacht’ı tamamlayıp, 1900’de Gurrelieder üzerinde çalıştı. Berlin Konservatuarı'nda görevli olduğu dönemde Pelleas und Melissande’yi besteledi.

Schönberg, 1903 ile 1907 arasındaki eserlerinde kromatik armoninin limitlerini zorladı. Müziğinde tonal yapı giderek önemini kaybederken, en sonunda 1909’daki 3 piyano eseriyle beraber atonaliteye dönüştü. 1911’de müziğin evrimi açısından bir mihenk taşı olan kitabı, Harmonielehre yayımlandı. Bu dönemde Schönberg aynı zamanda dışavurumcu tarzda resimler yapmaktaydı.

Schönberg 1913-1921 arası dönemde çok az eser yazdı. 1923’te tamamladığı Op. 23 5 Piyano parçası ve Op. 24 Serenad dünyaya 12’li nota sistemini tanıtan eserlerdi.

ABD’ye gittikten sonraki yıllarda kimi zaman 12 nota sistemli, kimi zaman tonal eserler yazdı. Bu konuyla ilgili olarak “Her besteci, yaratıcılığının durmaması için, farklı tarzlarda yazabilmelidir.” demiştir.

Schöenberg’in müziği melodik ve lirik sürprizlerle dolu ve oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Dinleyici için bu müziği anlamak çaba gerektirir.

Ek olarak Schönberg'ten küçük bir alıntı:

"İnsanlar 'konforu' buldular ve rahatı tercih ettiler. Çağdaş insanın amacı, zahmetsiz bir yaşam geçirmektir. Yani, az hareketli, az yıpratan bir yaşam. Bu yüzden insan yüzeyselleşmiştir. Araştırmaz, incelemez, var olanla yetinir.'Konfor', zihinsel tembellikle eş anlamlıdır. Bu müzik için de geçerlidir. Geleneksel müzik durağandır. Ton sisteminin dışına çıkmaz, dolanır durur. Her ne kadar Romantik besteciler kakışımlı ses ve akorlarla düzenin(tonun) sınırlarını zorladılarsa da, bu yeterli değildir. Sonuçta, düzenin(tonun) içinde hareket ederler. Tam kopuş yoktur. Nasıl toplumdaki yozlaşmış ve tutucu, ahlaki değerlere karşı mücadele ediyorsak, yerleşmiş müzik kurallarına karşı da mücadele etmeli ve bu kuralları yıkmalıyız. Müzikte çözülen sınırlar, insan ve doğa, ruh ve dünya, ahlak ve toplum kurallarının simgeleridir."

"Sanatçının antenleri en ince karakterleri sismograf gibi saptar. İşitilemeyecek kadar hafif ve gizli(kalmış) şeyler beni çeker, merakımı yandırır. Her büyük sanatçı en belirsiz esin kaynağına tepki gösterir. Böylece, yeni olan kendisini dolaylı olarak açıklar. Bu bulma olgusuyla en işitilmeyen duyulur, bulunur, insan sadece kendi içine, ta dibine kadar bakabilmeli ve dinleyebilmelidir."






|

0 yorum:

Yorum Gönder

Telif Hakkı

Creative Commons License
Elektronik Musiki by is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 3.0 Unported License.
Based on a work at elektronikmusiki.blogspot.com.
Permissions beyond the scope of this license may be available at http://elektronikmusiki.blogspot.com/.