Müzik Tarihi

N o t l a r


Ve


Ödevler


ONURCAN ÜST

06.06.2008

Cumartesi

Müzik Tarihi

1- Kulağın ayırt edebildiği en küçük aralık addoluna gelmiştir. Bir "ton" içinde 9 koma'nın varlığı kabul edilmiştir. Bir zamanlar "büyük yarım ton" (demiton majeur) denilmiş olan kromatik yarım perde'de 5 koma vardır. Yine eskiden "küçük yarım ton" (demiton mineur) denilmiş olan diatonik yarım perde'de 4 koma vardır. Kemanın "si natürel" ve "do bemol" sesleri piyano ve orgdaki gibi aynı nota değillerdir. Si natürel bir koma daha yüksektir (Yunanca comma kelimesinin asıl anlamı "hurda şey, kırıntı, ufalama").
2- Komanın kıymeti konusunda fizikçiler ile musikiciler anlaşamadılar. Fizikçiler hesaba dayandıkları hâlde, öbürleri kulakla hareket ede gelmişlerdir.

*Kaynak;

Türk ve Batı musikisi Sözlüğü

Mod (Modal) Müzik Nedir?

Makamsal müzik. Eski bir müzik geleneği. Klasik Türk musikisi de böyledir, Bizans müziği de, Yahudi dini müziği de batı musikisinin makamları.

C-D-E-F-G-A-B-C ionian mode
D-E-F-G-A-B-C-D dorian mode
E-F-G-A-B-C-D-E phyrigan mode
F-G-A-B-C-D-E-F lydian mode
G-A-B-C-D-E-F-G mixolydian mode
A-B-C-D-E-F-G-A aeolian mode
B-C-D-E-F-G-A-B locrian mode

C(do) sesinden başlayarak sırayla her doğal notadan bir oktav çıkarak elde edilir.

Bu Aralıklar sabit tutularak her tonda bu gamlar çalınabilir.

*Kaynak;

http://www.privatesozluk.com/show.asp?m=%40+56366

Batı musikisinde makamlar 1600’lere kadar kullanılmıştır. Daha sonra papa Gregor kiliselerde makamsal müzik devrini kapatmıştır. Ama şunu da belirtmek isterim ki bazı tarihçiler ve sanatçılar makamsal müzikle modal müzik’i ayırmaktadır ama bunun doğruluğu yoktur aksi ispatlana kadar Makamsal müzik=Modal Müzik olacak tır.

Modal müzik günümüzde modern anlamda Caz (Cajj) müzikte kullanılmaktadır. Modal müziği caza uygulayan ilk isim milestones ve kind of blue albümleriyle miles davis olmuştur. Akort gelişimleri yerine modların kullanılması soloculara daha özgürce doğaçlama yapma olanağı sağlamıştır. Miles bu albümlerinde john coltrane ve bill evans gibi isimlerle çalışarak cazda bir çığır açmıştır.

Türk Musikisinin temelleri Bizans a dayanmakta olduğu için Türk Musikisinde Makamsal Müziklerden etkilenmiştir.

Kitap notları;

İlhan Mimar Oğlu

Müzik Tarihi

Melodilerin stenografi çizgilerini andıran bir takım işaretlerle notalanması. Bu türlü notalamaya, Yunanca “işaret” anlamına gelen ”neuma” kelimesinden gelen “neumatique” notalama deniliyor.

Ya bu Do, Fa vb. adlarını kim buldu? Notaların böyle adlandırılmasını öne süren 10. Y.y. yaşamış olan Milanolu Keşiş, Guido ARREZO’ DUR. Bu adları da Bir İlahini her bir satırının ilk hecesinden almıştır:

UT(Do) queabt laxis, Resonera fibris, MIra gestorum, Famuli tourum, Solve poluti, Labii reatum, Sonsolcte Iohannes Ut adına Do adını kullanılan, Giovanni MAria Bononcini (1642-1678).

Hin Müziğinde 132 tane raga vardı. Bunlar her biri ayrı mevsimlerde ya da günü belirli saatlerinde müzik yapmak için el verişli sayılmıştır.

Her bir raga da ana bir nota (vadi), ikinci bir önemde bir nota (samavadi), daha az önemli notalar (vivaldi) vardır.

Hint Kuramına göre sekizinci aralık (oktav), 12yarım sese değil de, her biri şuriti adı verilen yirmi iki sese bölünür.

Müzik üzerine kuramsal çalışmalar yapan Boethius, M.S 524 Yılı çevresinde Grek dizilerini incelerken dizilerin sırlanılışıyla ilgili yanlışlıklar yapmış bu yüzden dokuzuncu ve onuncu yüzyıla varana kadar bütün kuramcıları şaşırtmıştır.

13. Y.y.’dan başlayarak bu gelenek, özellikle coloratura türü, çok notalı ve süslü geçitlerin kilise melodilerine katılmasıyla yavaş yavaş çözülmeye başladı.

Çalgılar kiliseye giremedilerse bile, halk havaları tapınaktan içeri sızdı. Milâno piskoposu Ambrosius (M.S 340-397) gibi saygın ve etkileyici bir din admının bestelediği tören melodilerinde ki halk çeşnisi, bu sızmaların çarpıcı bir örneğidir. Halk müziğiyle kilise müziğinin hoş görülmeyen birleşmesi, Papa Gregor’u (M.S540-604) iyiden iyiye kaygılandırdı. Bu kaygı Gregor’u, bütün Hıristiyan dünyasının kiliselerinde yapılacak törenleri birleştirme işine girişmeye götürdü. Kilisenin tek sesli tören melodileri o günden bugüne, Roma Papası’nın adını taşır ve Gregor Melodileri, ya da saf şarkı (Chant Grêgorien, catus planus) diye tanımlanır.

-------------------------------------------------------SON-----------------------------------------------------------------

13.06.2009

Cumartesi

Motet Nedir? Çok sesli eşliksiz(a cappella) koro ile söylenen eserlerdir. İyiden iyiye güncel konuları içerir. Gotik Çağ'da 3'lüler, oktavlar, 5'liler sık kullanılmaya başlar.3 zamanlı ölçülerde kullanılır.

Bir ya da daha çok ses için bestelenmiş, dinsel ya da din dışı, çalgı eslikli ya da esliksiz kısa parçaları belirten müzik terimi

Motet önceleri eşlikli birkaç sesli dini parçalar formunda iken sonraları cantus firmus veya tenor dediğimiz parti dini bir metni söylerken diğer partiler, başka din dışı metinler söylemeye başladılar, böylece ortaya çıkan aksaklıklara seks ve aşk cümleleri ile tanrı adının alt alta gelmesi gibi garip durumlar örnek verilebilir. Bunlar kilisenin de şimşeklerini üzerine çekmiştir. Rönesans çok sesliliğinde, üst üste gelen değişik partilerin metin uyumsuzluğu yanında, seslerin de birbirine uyması söz konusu değildi. Organum adı verilen daha önceki örneklerde hem sesler birbirine paralel hem de nota değerleri eşti. Rönesans motetlerinde partiler birbirinden bağımsız ve rastgele alt alta konuluyordu. Bu problemi daha sonra kontrpuan ve armonik kurallar ile çözüp uyumlu şekle getiriyorlar. Kontrpuan sisteminin yaratılmasında İtalyan rahip ve müzisyen palestrina ve alman kilise müzikçisi johannes walther’in önemli adımları vardır*

*Kaynak;

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=motet

http://www.gezginlerforum.net/ilkogretim/4896-cok-sesli-muzik-tarihi.html

Homofonik (Eşlikli ezgi) Nedir? Tek sesli melodileridir.

Özellikle barok döneminde kullanılmıştır.

Birçok çalgının sadece tek bir melodi çalmasıyla oluşan Homofonik şarkı.

Örnek vermek gerekirse, yüzlerce kişinin aynı anda aynı ezgiyi çalması da Homofonik müzik olmaktadır.

Monodi Nedir? Tek sesli melodidir yani Çalgısız söylenen tek sesli şarkı.

Eskiçağ ve Ortaçağ başlarında ya tek başına veya ayrı perdeden olmak üzere ses veya çalgı eşliğinde söylenen Monodi, çeşitli biçimlere girerek polifoni'nin yanı sıra günümüze kadar geldi: Gregoryen şarkıları, alaturka müzik, halk şarkıları v.b. «Çalgı eşliğinde tek sesle söylenen şarkı» anlamındaki monodinin, Eskiçağ ve Ortaçağda ortaya çıktığı sanılır.

Polifoninin kısa zamanda gölgede bırakacağı bu şarkı biçimi, İtalya ve Fransa'da XIV. yy.da görüldü. Lied'i ve melodi'yi doğuran Monodi, buna rağmen, İtalyanların 1600'den itibaren tek ses ve sürekli bas için besteler yapmaya balamasına kadar (Galilei, Cavalieri, Peri) çoksesli parçaların tek sese aktarılması biçiminde sürdü.

G. Caccini'nin Nuove Musiche'leri (Yeni Müzik) [1602] hem bütün modern Monodi müziğinin (resitatif, şarkı, kantat, opera) kaynağıdır, hem de çalgı müziğini (sonata v.b.) etkilemiştir.

*Kaynak:

http://www.maximumbilgi.com/default.asp?sx=mkl&ID=4384

Labe (Plofoni) Müzik Nedir? Çok sesli müziktir.

Türlü sesleri, kulağa hoş gelecek şekilde dizme sanatına verilen ad. Güzel sanatların bir kolu olan müzik, insanlığın doğuşu ile başlamıştır. İlkel toplumlarda yapılan din törenlerinde bu törenlerin kutsallığı, çoklukla çalınan müzik aletlerinin, söylenen dini şarkıların yardımı ile daha da artmıştır, ilk çağlarda eski Yunanlıların, din törenlerinde müziğe verdikleri önemin büyüklüğü, bunu gösteren örneklerdir. Ortaçağ boyunca, halk müziğinin yanı sıra dini müziğin de önem kazanması, bulunan yeni yeni müzik aletleri ile toplumlara daha geniş ölçüde etki yapan bir sanat durumuna gelmesi sonucunu doğurmuştur.

Fakat müzik alanında asıl gelişmeler, Yeniçağla birlikte başlar. Ortaçağda meydana çıkan çok sesli müzik, Yeniçağda daha büyük gelişmeler kazanmış, matbaacılığın keşfi müzik notalarının çok yaygın olması sonucunu doğurmuş, yetişen büyük besteciler, müziği insanlığın ölmez bir sanatı haline getirmiştir.

Müzik, ses ve ritim arasındaki bağlantılarla meydana gelir. Zaman içinde akıp giden ses, ölçülebilen ve tekrarlanabilen parçalara bölünebiliyorsa, başka bir deyimle ritimleşmişse, o sese müzik denir.

Müzik sesleri, bir çeşit müzik yazısı olan nota ile tespit edilebilmektedir.

Bir şan eserinin çok sesli icra edilmesi olayına denir. Korolarda en az 3 sesli düzenlemelerle karşımıza çıkar. Bu korolara plofonik koro, şefine ve görev yapan elemanlara ise korist denir.
Korolarda bas, tenor, alto ve soprano sesler ayrı ayrı partileri aynı anda ve çeşitli varyasyonlar ile tınlatırlar. Zaman zaman bunlara mezzo soprano sesler de eklenir. Canlı dinlemesi gerçekten etkileyicidir. Ülkemizde her yıl birçok polifonik koro festivali düzenlenmektedir.

Labe ek Bilgi:

Balkan Coğrafyası, belkide Dünya tarihinin en eski Müzik tarzı ve Stillerinden biri olan Polifonik müzik. Güney Arnavutluğun ''Laberia'' bölgesine özgü ve bu bölgenin Folklorik ve halk müziği olduğundan ''Labe Müziği'' denilmektedir. Çok kişi tarafından ve enstrümantalsiz, sadece insan sesi ile yapılan Labe müziği, farklı seslerin perdeleme ve yankılama yöntemi ile icra edilir. Halkın Kahramanlıkları, savaşlar, sevinçler ve dile getirilmesi gereken her türlü İstek, Arzu, sevinç, üzüntü ve tepkiler dile getirilir.

Polifoni Müzikte arka plandaki ses’e “demses (Avrupa da demses in karşılığı “burdun”) denir.

*Kaynak;

http://www.itusozluk.com/goster.php/polifonik

http://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/226060-cok-sesli-muzik-nedir.html

http://www.balkanskidom.com/showthread.php?t=2143

Heterophony Nedir? Benzer ama aynı olmayan seslerin aynı anda çalınmasıyla oluşmuştur.

Çalgı ve insan sesinin aynı ezgiyi seslendirdiği heterophony de çoksesliliğe atılan bir adım olmuştur.

Ek bilgi: Gerçek ve teknik anlamda (notalı) ilk müzik papazlar tarafından yapılmıştır

Organum;

Ortaçağda ilk polifoninin adı.

Bu çokseslilik Gregorius dinsel ezgisine dörtlü ya da beşli aralıktan bir ezginin katılması ile elde ediliyordu.

Organum, notaya karşı nota olarak eş zamanlı ilerleyen iki melodi çizgisinden oluşur. Bazen ikinci bir ses dinsel ezgiyi ya da temel sesi bir dörtlü veya beşli alttan (örn. Donun altındaki sol veya fa'dan) tekrarlar. Başka örneklerde ise iki ses unison1 ile başlar. Sonra bu sesler birbirlerinden ayrılarak aralıklar gittikçe büyür; dörtlü ya da beşli aralığa ulaştıktan sonra da paralel biçimde devam ederler. Her iki ezgi de oktavlarından devam eder.

Örnekler;

De monthe

Resonemus hoc natali


*Kaynak;

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=organum&nr=y&pt=%C3%B6rganum

unison1;

Müzikte, enstrümanların aynı notaları beraber çalmalarına verilen ad.


Organum Çeşitleri?

1.Paralel Organum

Var olan bir Gregoryen ezginin 4’lü veya 5li aralık aşağısından söylenen ve asil ezgi ile paralel hareket eden ikinci bir ezgi ile oluşan organum çeşididir... Böylece 4 veya 5 ses uzaklıkta 2 sesin birlikte devinimi sağlanır.

Reform döneminde, eski bağnaz inançları çağrıştırdığı gerekçesiyle paralel organum kullanımı yasaklanmış, klasik dönem bestecileri de bu kurala sıkı sıkı uymuşlardır.

Empresyonist bestecilerinin ve 20. yüzyıl bestecilerinin bu yasağa pek uydukları söylenemez.





Vox principalis1 ile Vox organalis2 in ayni seste başlayıp hareket sırasında birbirinden ayrılıp Oblik hareket yaptıkları organumdur

Kaynak;

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=oblik+organum

1Vox principalis;

Asıl ses anlamına gelir.Organumlardaki üstteki Gregoryen ezgisidir.

2Vox organalis;

Organum sesi" anlamina gelmektedir.Organumlarda, eklenen alttaki sese denir.

4.Melismatik Organum

12. yy. başlarında Fransa’nın aquitaine bölgesinde gelişen organum stilidir. Gregoryen ezginin sesleri uzatılır, uzayan partilerin üstünde süsleyici melismatik bir parti eklenirdi. Böylece kısa bir Gregoryen ezgisi bile uzun ve süslü bir organuma dönüştürülürdü

Kaynak;

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=melismatik+organum

Pagan Müziği ve Pagalık

Paganizm, (zaman zaman Türkçe putperestlik sözcüğü de geniş bir şekilde aynı anlamda kullanılır fakat paganizm ve putperestlik farklı anlamları içerir) akide (yani dini esas) anlamında monoteizmden uzak olan ve çok farklı uygulama ve ibadetler içeren dinleri kapsayan geniş bir din bilimleri terimidir. Ayrıca yoğun bir kutsal sembolizm vardır ve bu çoğunda kendisini puta tapım yani daha belirli anlamıyla putperestlik olarak göstermiştir. Paganizm, özellikle İbrahimî Dinler tarafından İbrahimî Dinler dışındaki dinleri tanımlamakta kullanılır.







Bu terim fazlasıyla geniş olduğundan ve tanımları muğlâk olduğundan çoğu kez bu başlık altında incelenebilecek bir din tanımlanırken daha belirli isimler tercih edilir; politeizm, Şamanizm veya animizm gibi. Paganizm, batı dillerinde Latince paganus ("kırsal") sözcüğünden türer. Özellikle Hıristiyanlıkta paganizm terimi, İbrahimî Dinlerin dışında kalan ruhani veya dinî öğreti ve doğa dinlerinin uygulama ve geleneklerini genel anlamda kapsar.


Şekil 2 Paganizm’in simgeleri

Bu açıdan, paganizme mensup kişi için kullanılabilecek pagan veya İslam terminolojisindeki müşrik yani "Tanrı'dan başkasına tapan" terimine denktir. İslam terminolojisinde müşrik kullanılırken, özellikle Hıristiyanlıkta pagan terimi kullanılır.


K. Avrupa’nın birçoğu pagandır Hıristiyanları da pek dinci değillerdir.

Bu yüzden ne Kiliseden ne de kilise müziklerinden pek fazla etkilendikleri söylenemez.Tam aksine kendi halk müziklerini .yani Pagan müzikleri yapmışlardır.

Latince paganus yani kırsal sözcüğünden türemiştir. Özellikle köylü Erken dönemlerden beri Hıristiyanlık, kırsal kesimlerden ziyade şehirlerde yayılmıştı. Böylece kısa bir süre içinde Hıristiyan olmayan kişi ile köylü neredeyse eş anlamlı hale geldi ve modern anlamda kullanılan pagan terimi ortaya çıktı.

Pagan sözcüğünün kullanımı birçok Batı dilinde çok eski zamanlardan beri var olsa da, paganizm sözcüğünün kullanımı daha yenidir. Örneğin İngilizcede pagan sözcüğüne 14. yüzyılda rastlanırken, paganizm sözcüğüne 17. yüzyıldan önce rastlanmamıştır. TDK, paganizm sözcüğünü bir sosyoloji terimi olarak çok tanrıcılık[2] anlamına sahip biçimde tanımlasa da, Türkçe yapılmış dini çalışmalarda çok tanrıcılık karşılığı olarak paganizmden ziyade politeizm tercih edilmekte, paganizm putperestliğin karşılığı olarak yer almaktadır. Yine TDK, pagan sözcüğünü çok tanrılı dinden olan (kimse), payen olarak tanımlar.


Loreena McKennitt - Santiago (Provans Müzik)








Ek Bilgi; Organ (Müzik Aleti)

J.S.Bach - Organ Toccata





ORGONOLOJİ

Çalgıların türlerini, yapım özelliklerini ve tarih içindeki gelişimini inceleyen bilim dalı. Yunanca organon çalgı anlamına gelir. Çalgı kelimesi, Anadolu da çalı süpürgesi anlamına da gelir. İnstrumentum kelimesi antikçağda bu bilim için kullanılan bir isimdir. Ama Latince İnstrumentum kelimesi aynı zamanda tıpla ilgili aletleri de kapsar.

Ortaçağ'da İnstrumentum Organicum ismi kullanılmaya başlandı. 1618'de Preatorius, "Syntagma musicum" isminde bir kitap çıkardı. Kitabın ikinci cildi olan "De Organographia" da çalgılardan bahsedilir. Organoloji ismi buradan geliyor. 16. yüzyıldaki keşifler ve sömürgelerle Hint, Arap, Çin ve Amerika yerlilerine ait olan çeşitli müzik aletleri Avrupa'ya taşındı. C. Engel, G. Chogut ve V.C. Mahillon isimli bilimadamları 19. yüzyıl sonlarında müzik aletlerine ilişkin ilk kataloglama çalışmalarını yaptılar. Böylece, sınıflandırma sistemleri gelişti ve bu sayede Etnomüzikoloji disiplinin gelişmesi sağlandı.

Çalgılara ilişkin ilk bilgiler ve organolojinin kaynakları şöyle sıralanabilir:

1)Arkeolojik kazılar

2)Edebiyat (özellikle şiir)

3)Minyatürler

4)Eski el yazmaları (Edvarlar)

Çalgılar ilk önce terminolojik olarak incelenirler. Daha sonra tarihçesi, yaşamdaki ve edebiyattaki yeri, yapısı, karakteristik özellikleri ve kullanımı ve repertuar. İlk sınıflandırma, ilkçağ ve ortaçağın ilk dönemlerinde İnsan sesi, Telli çalgılar ve Üflemeli çalgılar şeklinde yapılmıştır. Daha sonra ortaçağ da yaylı, nefesli ve vurmalı olarak sınıflandırılmışlardır. Meragalı Abdülkadir ise şöyle bir sınıflama yapmıştır:

1) Telli çalgılar

a) Yaylı ve mızraplı olanlar

b) Tellere parmak basarak seslerin bulunduğu çalgılar

c) Her telin bir notaya karşılık geldiği telli çalgılar

2) İnsan Sesi

3) Nefesli çalgılar

a) Notaları parmak basmak yoluyla çalınan çalgılar

b) Her borunun bir sese denk geldiği çalgılar

Bunlara ek olarak Elvak denilen, tahta bir platform üzerine asılan çeşitli taşlarla yapılan bir çalgı vardır.

ÇEŞİTLİ SİSTEMLER:

Çin Sisteminde 8 ayrı çalgı sistemi vardır.

1) Taş Çalgılar

2) Deriden yapılanlar

3) İpek telliler

4) Bambudan yapılanlar

5) Metalden yapılanlar

6) Tahtadan yapılanlar

7) Su kabaklarından yapılanlar

8) Topraktan yapılanlar

Hint Sisteminde ise şöyledir:

1) Doğal titreşen parçasına göre belirlenmiş olanlar

2) Tellere karşılık gelenler

3) Bir deriyle örtülenler

4) İcracının üfleyerek çaldığı borular

Etnik sistemde ise Senegal'e bağlı Bassari sistemi ve Solomon adalarında yaşayan Areler'in sistemi vardır.

Bassari sistemi 4 grupta toplanıyor:

1) Boynuzdan yapılmış çalgılar

2) Çınlayan çalgılar ve sallanarak çalınan çalgılar

3) Vurma çalgılar

4) Kesik çalgılar (Fidel gibi)

Areler'e göre ise bambudan yapılmış vurma ve üflemeli çalgılar.

SCHAEFFNEN SİSTEMİ:

Andre Schaeffnen sistemi iki kategoriye ayrılan ve değişmeyen pek tutmamış bir sistemdir.

1) Titreşen katı gövdeli çalgılar

2) Kendisinin başlıca titreşim oluşturduğu çalgılar


---------HOMBESTEL VE KURT SACHS'IN SINIFLANDIRMASI---------

1) Aerophone (Havalı Çalgılar)

Acoro hava anlamına, phone ise ses anlamına gelir. Havanın titreşimini kullanarak çalınan çalgılardır

Örnek; Akardion,Fülüt,Mızıka, Didgeridoo,Saksafon, Flugelhorn,Trompet,Obua,Tubai,Ney,Gayda


Flugelhorn jazz with Randy Brecker

"Blue Moon"







2) İdiophones (Akort Edilmeyen)

İdio kendine özgü anlamına gelen bir kelimedir. Kendi titreşimini oluşturan çalgılara denir.

Örnek; Hank drum, kalimbas,xylophones,vibraphones,glockenspiel,balafons,steelpan, celesta,


Kalimba





Robert Greenidge - Steel Pan Solo




Celesta

Hank Drum




4) Chordophones (Akort Edilen)

Chord, tel anlamına gelir. Telin titreşimini kullanarak ses üretilen enstrümanlardır.

Örnek; Ud,Gitar,Bağlama,Kanun,Santur, Genbri,Rebab


Rebab




Santur


6) Linguaphone

Lingua dil anlamına gelen bir kelimedir. Dilli çalgılara denir.

5) Electrophones

19. yüzyılda elektrik kullanarak çalınan çalgılardır.

Örnek; Telharmonium, Theremin, Ondes Martenot, Trautonium, Hammond,v.b


Theremin - Clara Rockmore
(Rusya)





Ondes Martenot
(Fransa)



Trautonium
(Almanya)


Richard Wagner






Richard Wagner; Paris, 1860.

Richard Wagner
, (22 Mayıs 1813, Almanya13 Şubat 1883, İtalya); Alman opera bestecisi.

Geliştirdiği birleşik sanat eseri kavramı (Gesamtkunstwerk) ile müzik dünyasını etkiledi. Gerek müzik ve drama alanındaki yenilikleri, gerekse Yahudi karşıtı görüşleri nedeniyle 20.yy.’ın en çok tartışılan müzik adamlarından olmuştur.

Hayatı ve Çalışmaları

22 Mayıs 1813’te Almanya’nın Leipzig kentinde doğan Richard Wagner, polis memuru Friedrich Wilhelm – Johanna Wagner çiftinin 9 çocuğundan en küçüğüdür. Henüz 6 aylıkken babasını kaybeden Richard Wagner’in annesi Johanna, 9 ay sonra aile dostu olan ressam, oyun yönetmeni ve yazar Ludwig Geyer ile evlendi ve aile Dresden’e göçtü. Geyer, 1821’de öldü ve aile 1827’de yeniden Leipzig’e döndü.

Wagner, küçük yaştan itibaren tiyatroya ilgi duymaya başladı. Diğer kardeşleri de meslek olarak oyunculuk ve şarkıcılığı seçmişlerdi. İlk yaratıcı çalışması, 15 yaşında "Leubald and Adelaide" adlı opera metni idi. Weber’in bir operasını ve Beethoven’ın bir senfonisini dinledikten sonra ise müzik tutkusu kendisini gösterdi. Leipzig Üniversitesi’ne devam etmeye başlayan Wagner, ayrıca bir sinagogda koro şefi olan Christian Theodor Weinlig’den 6 ay boyunca müzik dersi aldı, armoni ve kontrpuan öğrendi. 1832’de belli başlı eserlerinden ilki olan "Do Majör Senfoni"’yi besteledi; eser, Leipzig ve Prag’da seslendirildi ve ilgi gördü. 1833’ten itibaren çeşitli küçük tiyatro topluluklarında orkestra şefi olarak çalıştı; 1834’te "Die Fee (Periler" operasının müziğini ve metnini yazdı. Bu eser, o hayattayken hiç seslendirilmediyse de ikinci operası olan ve Shakespeare’in "Kısasa Kısas" oyunundan hazırladığı "Das Liebesverbot" (Yasak Aşk) operası 1836’da Magdeburg’da sahnelendi.

1836’da şarkıcı Minna Planer ile evlendi. Eşini evlenmeye razı etmek için 2 yıl uğraştığı halde, bu evlilik kısa zaman sonra sadakatsizlik nedeni ile bir hayal kırıklığına dönecek yine de 1866’ya kadar sürecekti. Evlendiği yıl Königsberg tiyatrosunda müzik direktörü olduysa da kısa bir süre sonra ayrılıp Riga’da benzer bir göreve başladı. Burada özellikle Beethoven eserlerini yönetti ve Rienzi operasını bestelemeye başladı.

1839’da alacaklılarından kaçarak önce Londra’ya gitti. Bir oyununun perdeye aktarılması sırasında yaşanan bir anlaşmazlık nedeni ile değerinin daha iyi anlaşılacağını düşündüğü Paris’e gitti. Berlioz ve başka sanatçılarla tanıştı. Yoksulluk içinde geçen Paris günlerinde Rienzi’yi tamamladı, Uçan Hollandalı operasının taslaklarına başladı.

1842’de Dresden Tiyatrosu Rienzi’yi sahnelemeye karar verince Paris’ten ayrılıp Dresden’e gitti. Eser, 6 saat süren çok uzun bir opera olmasına rağmen seyirciyi coşturmayı başarmıştı. Böylece Rienzi operası, Wagner’in Almanya’da adını duyurmasını sağlayan ilk eser oldu. 1843’de Uçan Hollandalı aynı kentte sahnelendi. Wagner, Dresden’de krallık orkestrası şefliğini yaptı. Romantik operası Tannhäuser 1845’de Dresden’de sahnelendiğinde geleneksel formların çok dışında bir eser olduğu için eleştirildi. Buna rağmen Franz Liszt, 3 yıl sonra Weimar’da bu eseri sahneledi ve Wagner’i her zaman destekledi. 1848 tanışan Wagner ile Liszt, ömürboyu dost oldular. Wagner, aynı yıl Lohengrin operasını tamamladıysa da sahneleme imkânı bulamadı. Yardımına yine Liszt koştu ve eseri 1850’de Weimar’da sahneledi. Wagner’in devrimci siyasi etkinliklerinden ötürü İsviçre’ye sürgüne gitmesi üzerine kariyerinde yeni bir dönem başladı.Sürgün yaşamı 1862’ye kadar süren Wagner, İsviçre’de "Der Ring der Nibelungen" (Nibelungen Yüzüğü) adı verilen opera dizisini yazdı.Bu eser 4 ayrı operadan oluşmaktaydı.Eserin Nibelungen yüzüğü adını almasının sebebi ise,hikâyelerin birbirinin devamı olarak yazıldığı bu 4 ayrı operanın ardarda sahnelenmesi fikri idi. Bu arada varlıklı ipek tüccarı Otto Wesendonck ve eşi Mathilde ile tanıştı. Otto Wesendock, Zürih yakınlarındaki villasının bahçesindeki küçük bir köşkü Wagner ile eşi Minna’ya kiralayarak Richard Wagner ile eşi arasında doğan aşkın sürmesine farkında olmadan yardımcı oldu. Bu aşk, Wagner’e yeni eserleri için ilham verdi. Wagner böylece, operalarının en uzunu ve en zoru olan "Tristan ve İsolde"’ı (1857-1859) yazdı. Eser, 1865’de Münih’te Bavyera Kralı’nın huzurunda sahnelendi.

Wagner, tahta yeni çıkan "Bavyera Kralı II. Ludwig tarafından davet edilince hemen Almanya’ya gitmişti. Kralın desteği ile ekonomik sıkıntıları sona erdikten sonra tek komik operası "Die Meistersinger von Nürnberg" Nürnberg'li Usta Şarkıcılar'ı yazdı ve bu eser de Münih’te sahnelendi. Bu arada Bavyera Parlamentosu ülke parasının besteciye yedirildiği inancıyla sanatçıyı eleştirmekteydi. Öte yandan Franz Liszt’in ünlü orkestra yöneticisi Hans von Bülow ile evli kızı Cosima ile yaşadığı aşk çevreden tepki toplamaktaydı.

1866’da eşinden ayrılan Wagner, 1870’de Cosima ile evlendiğinde çiftin iki çocukları vardı. Wagner, orkestra eseri "Siegfried Idyll"’i 1870’de Cosima için besteledi. 1869-1870 yıllarında Yüzük operalarının ikisi Liszt tarafından sahnelendi.Bu sırada eserin tamamının sahneleneceği bir opera binası için kaynak bulma çabaları sürüyordu.. Ümitsizliğe düştüğü anda Kral II. Ludwig'in desteği ile karşılaştı.Söylentilere göre eşcinsel olan Kral,Wagner'e ve onun müziğine duyduğu büyük aşkını kanıtlamak adına binanın yapımına yardım teklifinde bulundu.Bu büyük aşktan haberdar olan Wagner bu yardımı kabul etti. Opera binası 1874’de Bayreuth’ta birleşik sanat eseri (müzik, şiir, görsel sanatlar, dans gibi tüm sanatların operada harmanlanması) kavramına uygun olarak inşa edildi. Opera binasının inşa sürecinde Wagner kendi sanatının gereklerini göz önünde bulundurarak projenin büyük bölümüne çizimleri ile katkıda bulundu. 1876’daki ilk sanat festivalinde tamamı 18 saatlik bir eser olan Yüzük sahnelendi.

1877’de Parsifal operasını yazmaya başlayan Wagner, “saf ırk” konusundaki polemik yaratan yazılarını yayınlamayı sürdürdü. Parsifal, 1882’de Bayreuth’ta sahnelendi. Wagner, 1883 kışını geçirmek için gittiği Venedik’te kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Bayreuth’taki villasının bahçesinde kendi adına hazırladığı mezarına gömüldü.



Richard Wagner

Ride of the Valkyries



*Kaynak;

http://tr.wikipedia.org/wiki/Richard_Wagner




Richard Wagner

(19.yy. ikinci yarısı)

Geçmişten Günümüze

Antik Çağ, Ortaçağlar à (1.Geç Roma İmparatorluğu,2. Erken Dönem Orta Çağ,3. Orta Çağ’ın Zirve Dönemi,4. Geç Dönem Orta Çağ),Rönesans, Barok, Klasizm, Romantik (Wagner), ,20.yy, 21.yy.

Romantik Dönem (Wagner)

18. yy sonralarında başlayan duygu, coşku ve imgeye aşırı yer veren sanat akımı. Sanatçıda yaratıcılığın, bireyselliğin, duygusallığın, biçimsel özgürlüğün öne çıkmasına olanak şahlanan bu akımın etkisi müzikte görüldü. Klasik dönem müzik teknikleri aynen korunurken, sanatçının iç dünyasını dile getiren arayışlar, programlı müzik, lied, prelüt, interlüt, kapriçyo noktürn, mazurka vd. gibi yeni müzik formlarını da yaratmış oldu, çalgıların ses renkleri duygu ve düşünceleri yansıtsan önemli birer öğe olarak kullanılmaya başlayınca orkestra müziği zenginleşti. Klasik formlara bağlı kaldıkları için Beethoven ve Schubert, Klasik ve Romantik dönemler arasında bağ kuran sanatçılar olarak kabul edilir.19. yy. tümüyle kapsayan Romantizmin ilk, orta ve son dönemlerini simgeleyen başlıca besteciler şunlardır;

Berlioz, Chopin, Mendelssohn, Liszt, Dvorak, Grieg, Çaykovski, Smetana, Mahler, Richard Strauss, Elgar, Sibelius.

Romantik opera ise alman yada Waber’le başlamıştır, Donizetti, Bellini, Rosini, Verdi ve WAGNER’le doruknoktasına ulaşmıştır

Kaynak*;

Vural Sözer-Müzik Ansiklopedik Sözlük (5.Basım s.592)


1.Bitimsiz melodiler Melodiler

2-Yatay Besteler.

3.Dikey melodiler



Wagner sonrası

Richard strauss, Hugo Wolt, Max Roger, Mahler





|

0 yorum:

Yorum Gönder

Telif Hakkı

Creative Commons License
Elektronik Musiki by is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 3.0 Unported License.
Based on a work at elektronikmusiki.blogspot.com.
Permissions beyond the scope of this license may be available at http://elektronikmusiki.blogspot.com/.