Motet; Birkaç Bilgi

Motet Hakkında Birkaç Bilgi

Yaklaşık 1250’li yıllarla 1750’li yollar arasında ki en önemli çok sesli müzik formlarından biri. Teksesli ayin şarkıları olan clausula’ların sözsüz üst partilerin de yeni sözler ekleyerek daha güzel hale getirme isteğinden doğdu. İlk örnekleri 13.yy. Ortalarında verilmeye başlandı. Önceleri tenor (pes) ve motetus (tiz) denilen iki bölümden oluşurdu. Tenorda bir Gregoryen şarkılarından alınmış birkaç nota, motetus ‘ise sözler yer alırdı. Motet adı Fransızcada mod: Sözcük anlamına gelen bu bölümden doğdu. Daha sonra motetus’a duplum (ikinci), triplum (üçüncü) ve quadruplum (dördüncü) seslerse eklenerek, motetler çok sesli müziğe dönüştü. Yine önceleri motetler büyük çoğunlukla Latince ve kilisede söylenmek amacıyla yazılırken, sonraları Latince-Fransızca ya da Latince-İngilizce olarak iki dilde ve dinsel olmayan metinlerde yazılmaya başladı. Böylece dinsel ve dindışı olmak üzere iki motet türü doğdu. Dinsel amaçlarda yazılanlar da belirli ve dua saatlerine bağlı olmayan kilise müziğine dönüştü.

Kaynakça*

*Vural SÖZER Müzik Ansiklopedik Sözlük (5.basım)

Ortaçağ motetti dinsel sözlerle din dışı sözlerin, seslerle çalgıların birbirine karıştığı tutarsız, soyu belirsiz bir türdür. Oysa böyle bir atadan gelme gerçek motet, 16. yüzyılda belirmeye başlayan motet, bambaşka bir kişilik gösteriyor. Bu, din töreninde kullanılan, ayinin gerçek anlamını ortaya koyan ses için yazılmış bir eserdir artık (Repons, ilâhî, litanie, magnificat gibi türler motetle bir tutulmaktadır). 16. yüzyıl öykünmeli deyişte a cappella motetin olgunluk çağıdır: Fransız - Felemenk okulu bestecileri (Josquin, Lassus), Roma okulu bestecileri (Palestrina, Victoria) buna tansılı örnekler vermişlerdir. 17. yüzyılda yeni düşüncelerin etkisi altında motet monodik (eşlikli ezgi) deyişe kaymıştır: sürekli başlı orkestra eşliğinde bir ya da iki solocu (Monteverdi, Carissimi, Schütz, Legrenzi). Buna koşut olarak bir sahne anlayışının bile motete girdiğini görüyoruz; bu tür doğmakta olan kantata türü ile içice olmaya başlamıştır. Bu yüzyılın sonunda motet kantata gibi, recitatifler, aryalar, iki ya da üçlülerle dolmaya başlamıştır. Lulli'den La Lande'da dek büyük Fransız moteti de bu yoldadır. En sonunda, 1720’ye doğru, Magnificat'ı ile J. S. Bach, motet-kantata'nın en büyük örneğini vermiştir. (Din töreni açısından Meryem Ana ilâhisi olan Magnifiacat bir motet olamaz; müzik yapısı bakımından bu türe sokulabilir). Bir süre sonra da A cappella iki korolu motetleriyle müzikte dinsel anlatımın doruğuna varmıştır. Ondan sonra motetin düştüğü yozlaşmayı önleyecek hiçbir büyük eserin ortaya çıktığını görmüyoruz.

Yapısı - a cappella motet genel olarak dört ya da beş seslidir ve günlük duadan alınan Latince sözlerin yapısına uygulanmıştır. Fransız-Felemenk ve Roma Okulu bestecilerinde eserin yapısını sözler saptar. Tamamlanmış anlamı olan bir cümle ya da parçası üzerine özgürce türetilmiş bir ezgi cümlesi uygulanmıştır; bu cümleyi her bir ses o çağın kontrapuntal yazı anlayışına göre sırayla yankılar, Böylece aynı makam üzerine kurulu olmaktan, aynı deyişi kullanmaktan ve birbirine kenetlenmiş olmaktan başka aralarında bağ bulunmayan bölmelerden oluşmuş motet ortaya çıkar. Missa'da gözetilen yöntem de aşağı yukarı budur; yalnız bunda, missadaki doğrucu motif zorunluluğu yoktur; eserin bütünlüğü seslerin eşitliğinden gelir; hiçbiri, bas olsun, soprano olsun, bir üstünlük taşımaz.


Çifte motet genel olarak dört seslidir. Bir çeşit füg sergilerinden oluşmuştur ama her giriş, biri ana, tema, bir kontrapuntu olmak üzere, iki seslidir (Victoria'nın Duo Seraphim Clamabanth’ı).

Repons'lar üç bölmedir. Her bir bölme, biri repons Öbürü verset (ayet) olmak üzere ikiye ayrılır. Her iki bölme de aynı duayla biter. Motete göre repons daha uygu yazısı içindedir; madrigalin kromatik anlayışı bile bunda yeralır (Palestrina'nın Plange quasi virgo'su).

Motet bazen repons'un yapısına benzer (Victoria'nın Otios omnes'i). Bu yüzden dinsel anlamları ve kullanışları bakımından ayrılan, öbür yanlarıyla birbirine çok benzeyen bu iki türü tek bir konuda ele aldık.

Büyük motete gelince: Kantata ile Öylesine yakınlıkları vardır ki, ayrı bir incelemeye gereklilik görmedik.

Kaynak*;

*Andre HODEIR Müzikte Türler Ve Biçimler.

MOTET ortaçağ da ki katı bağnazlığın çözülmeye başlamasının simgesidir. Üç ayrı üst üste üç ayrı dilde arkı söylenmesi, bir yerde mutlak bağlı olunması gereken Gregorius Ezgisi’nin tenor bölümünde yok olmasına, öte yandan ritmik kalıpların aşılmasına yol açar. Motet ile birlikte müzikçiler de eski sanata (ars antiqua) sırt çevirip, yeni sanata (ars nova) bakmaya başlarlar, Motet’in içindeki Latince ses, kiliseye övgü olsa da, yerel dilde söylene ikinci ses Kiliseyi yerebilir. Aynı motet’in içinde dinsel metin ile din dışı metin; bir arada okuna bilir. Çok sesli eksiksiz koro (a cappella) ilk söylenen motet’in yapısı Dante (1265-1321)’nin İlahi Komedya’sına benzetir. Dış çerçevede dinsel orta çağ biçimi, içerikte dinsel ve din dışı yaşamın kesitleri bir arada yer almaktadır. 14. Yüzyılda motet, diğer çok sesli biçimlerle birlikte yapısal gelişme gösterir. 15. ve 16. Yüzyılda dinsel yönü ağırlıklı bir biçim olarak gelişir. J.S Bach’ın motetleri’leri ile bu vokal biçim, doruğa varır.

Kayakça*

Evin İLYASOĞLU Zaman İçinde Müzik.



|

0 yorum:

Yorum Gönder

Telif Hakkı

Creative Commons License
Elektronik Musiki by is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 3.0 Unported License.
Based on a work at elektronikmusiki.blogspot.com.
Permissions beyond the scope of this license may be available at http://elektronikmusiki.blogspot.com/.