Disiplinler Arası Sanat;
Sanat Ne İçindi?
Sorgulama: Yapılanlar neye hizmet ediyor? Sanat bir amaca hizmet etmeli mi? Yoksa ars gratia artis mi? Bu ikilik toplumlar sorunlarından kurtulmayı başarana kadar geçerliliklerini korumaya devam edecek. Bakınız Plehanov Sanat ve Toplumsal Hayat‘ta neler söylüyor: “İkinci imparatorluk devri yazarları içinde, sanat sanat içindir teorisini hiçbir ilerici yanı bulunmayan bazı düşünürlere dayanarak reddetmiş olan kimselere rastlanır. Örneğin, Alexandre Dumas fils, “sanat sanat içindir” sözünün “bir araya getirilmiş anlamsız üç kelime”den başka bir şey olmadığını kesin bir dille ilân eder. A. Dumas fils Gayrimeşru oğul ve Müsrif baba piyeslerinde bazı toplumsal amaçlar güdüyordu. O, kendi düşüncesine göre, her yönüyle yıkılmakta olan “eski toplum”u eserleriyle desteklemesi gerektiğine inanıyordu.“
Max Beckmann, The Yawners, 1918
Piet Mondrian, Composition with Red, Yellow and Blue, 1921
Bugün yaşadığımız sıkıntılar farklı disiplinlerin alanlarına girmeyi zorunlu kılıyor. Ortak noktaysa birilerinin durumdan haberdar edilmesi, birilerinin uyandırılması. Toplumların uyuduğu düşünülüyorsa, sanat en fazla toplumu silkelemek, onu kendine getirmek gerektiği üzerine yoğunlaşacaktır. Fakat yeni söylemin önceki siyasi biçimlenmelerden biraz farkı var: Etkinliğini sürdüren kapitalizm, teknolojinin hızlı gelişimiyle birçok şeyi kolaylaştırmış ve yenilikler yaratmış durumda. Üretim teknolojileri bir ürünün birden çok üretimine olanak sağlayacak yetkinliğe sahip; istenilen formların yaratılmasında hiçbir sorunla karşılaşılmıyor. Bu, tüketim nesnelerinin estetik ölçütlere ayak uydurabileceği anlamına geliyor; özellikle bilgisayar teknolojisi ve modelleme sistemlerinin gelişmesiyle sınırsıza yakın bir yaratım alanı ortaya çıkmış durumda. Koşullar böylesi imkânlar yaratmışken bunları yok saymak ve bu duruma tavır takınmak elbette mantıklı değil. Peki, ne yapmalı?
Sorun bu noktada edebiyat, şiir, sinema gibi anlatımla hareket eden sanatların alanına giriyor. Can Yücel ne diyor:
Ars Gratia Artış
aslan gene zehirlenmiş yatıyor alkol kuyusunun başında
yeleleri mızrak mızrak hep kurumuş kusmuktan
öylesine kanlanmış ki gözlerinin akları, taşların üstüne kaydı kayacak
karnına çekiyor bidüziye ayaklarını,
tırnaklarını kesmek isteyen biri var da sanki, o istemiyor
dört yöne birden gitmek üzre yüzü, gerilmeler, seyrilmeler..
Ama bir şiir aslanı ne de olsa,
kafasını kusmuklardan kaldırıp ikide bir
“ars gratia artis” diye inliyor
yani sanat sanat içindir diyor!
Sanat ve kuramsal alan birbirlerinin alanına girip çıkıyorlar. Toplum refahı adına, şekli ne olursa olsun, amaçlanana ulaşmayı sanatın insanların hayatına dahili kolaylaştıracak, bunun yanında sanat kuramsal alanın söylem ve çıkarımlarından daima yararlanacaktır.
İletişimsel Anlatım: Liam Gillick
1964 İngiltere doğumlu Liam Gillick, video ve bilgisayar gibi çeşitli iletişim ortamlarından yararlanmanın yanı sıra, enstalasyonlarıyla da iletişimsel anlatımı benimseyen bir tutum sergiliyor. Biçimsel anlatımı rahat anlaşılır ve sade, medya ortamlarını iç içe geçirirken izleyiciyi zorlamıyor. Doğrudan mesajın verilmesine yöneliyor.
Liam Gillick, Driving Practice, 2004
Bu tutumuyla onun post modern sanatın eleştirildiği noktalardan kısmen ayrılmış olduğunu söyleyebiliriz. Gillick bununla aslında bize şunu hatırlatıyor: Evet, post modernler mesaj veriyorlar, bu doğru. Ama sanat yapıyorlar. Bu toplumun en belirgin özelliği iletişim ise, sürekli değişen gerçeklik karşısında sanat kendini yaşatmak zorunda ve Gillick bunu sadece bir değil, belki yirmi bin fikrin şimdinin yanılsamasıyla geçmişin yanılsaması arasında aktığını söyleyerek ifade ediyor. Tate Galerisi onun çalışmalarını yorumlarken “inşa edilmiş dünyaya bağlandığını, varlık-öncesi söz varlığını ödünç alarak ideoloji ve onun işletim sistemleri arasındaki gerilimi araştırdığını” söylüyor.
Gillick aynı zamanda heykel, yerleştirme ve mimariyi iç içe geçirerek sınırları ortadan kaldırıyor. Yerleştirmenin yanı sıra mimari uygulamalar da gerçekleştiriyor olması, çalışmalarıyla sınırları buharlaştıran sanatçının hassas konumunu ortaya koyuyor.
Kuram Sen Dur, Çizgiler Buraya
Bir an için disiplinlerin epistemelerini bir kenara bırakalım, yalnızca görsel kodlara, duy(g)usal alımlamamıza yoğunlaşalım. Şöyle bir gevşeyip yalnızca görünüme baktığımızda, farklı disiplinlerde ortak olan noktayı, görsel ifadenin en dolaysız ve yalın aracı çizgiyi görürüz. Yerleşmiş düşüncelerimizi endüklediğimizde oluşacak akım pre-bilgisel, başlangıca değgin ve en saf yaratım biçimini (ya da anlayışını) tetikleyecek, kendi bilincimizde yarattığımız, adeta dogmatik ama (tüm dogmalarda olduğu üzere) nedeni bilinmeyen sınırları ortadan kaldıracaktır.
Lamborghini Murcielago
Söz konusu olan yaratıcı edimse, dışavurumların girdiği biçim, disiplinlerin fiziksel ve bilgisel zorunlulukları dışında birbirinden farklı süreçlere tabi olmaz. Plastik anlatımın sırları içerisine birbirleriyle sürekli kesişen heykel, mimari ve tasarım kümelerini yerleştirmekte hiçbir sakınca yok. Zaten 21. yüzyılın görsel kültürü, modern uzmanlaşma anlayışının yavaşça terk edildiğini gösteren örneklerle dolu.
Kaynak*
http://proetcontra.wordpress.com/category/disiplinler-arasi/
0 yorum:
Yorum Gönder